AFAKİ ile Oluşan Kelimeler (AFAKİ Kelime Türetme)



AFAKİ harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. AFAKİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Afaki kelimesinin anlamı nedir? Afaki ile başlayan kelimeler. İçinde afaki olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

AFAKİ11

4 Harfli Kelimeler

AFAK10, FAİK10, KAFA10, KAFİ10

3 Harfli Kelimeler

AFİ9, FAK9, İFA9, AKA3, İKA3

2 Harfli Kelimeler

AF8, FA8, AK2, Kİ2


AK


[isim]
  • Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
[sıfat]
  • Bu renkte olan
[sıfat] [mecaz]
  • Temiz
[sıfat] [mecaz]
  • Dürüst
[sıfat] [mecaz]
  • Sıkıntısız, rahat

    Ak günler göresin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ak akçe kara gün içindir
  • ak dediğine kara demek
  • ak don kara don geçitte belli olur
  • ak gün ağartır, kara gün karartır
  • akı ak karası kara
  • akı karası geçitte belli olur
  • akım derken bokum demek
  • ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
  • ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
  • ak koyunun kara kuzusu da olur
  • ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
  • akla karayı seçmek
  • ak sakaldan yok sakala gelmek

Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı


Kİ (Kelime Kökeni: Farsça ki)


[bağlaç]
  • Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz

Birleşik Kelimeler: hâlbuki, vakta ki, kaldı ki


AKA


[isim] [halk ağzında]
  • Ağabey

AF (Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)


[isim]
  • Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • af buyurun!
  • af çıkarmak
  • af dilemek
  • affa uğramak
  • affını dilemek (veya istemek)
  • affınıza sığınarak

Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af


FA (Kelime Kökeni: İtalyanca fa)


[isim] [müzik]
  • Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses

Birleşik Kelimeler: fa anahtarı


AFİ (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [argo]
  • Gösteriş, çalım, caka

    Bir manevra, bir afi, bir dalavere olacak, diyordum. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • afi kesmek (veya satmak veya yapmak)


FAK (Kelime Kökeni: Arapça faḫḫ)


[isim] [eskimiş]
  • Tuzak, kapan

    İyi bir fakı olsa yine iş görebilirdi. - Orhan Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • faka basmak


İFA (Kelime Kökeni: Arapça īfāʾ)


[isim] [eskimiş]
  • Bir işi yapma, yerine getirme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ifa etmek


AFAK (Kelime Kökeni: Arapça āfāḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Ufuklar

    Garp'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar / Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var - Mehmet Akif Ersoy


FAİK (Kelime Kökeni: Arapça fāʾiḳ)


[sıfat] [eskimiş]
  • Üstün, yüksek

KAFA (Kelime Kökeni: Arapça ḳafā)


[isim]
  • İnsan başı, ser
[mecaz]
  • Kavrama ve anlama yeteneği, zekâ, zihin, bellek

    Kafasının faaliyetini fikirden ziyade işe vermiş. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]
  • Görüş ve inançların etkisi altında beliren düşünme ve yargılama yolu, zihniyet

    Kalbi ve kafasıyla daima yeni, daima genç kaldı. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kafa (veya kafasını) dinlendirmek
  • kafa (veya kafasını) karıştırmak
  • kafa (veya kafasını) şişirmek
  • kafa (veya kafasını) ütülemek
  • kafa (veya kafayı) çekmek
  • kafa (veya kafayı veya kafasını) dinlemek
  • kafa atmak
  • kafa bulmak
  • kafa cilalamak
  • kafa eskitmek
  • kafa göz yarmak
  • kafa kafaya vermek
  • kafa kalmamak
  • kafa patlatmak
  • kafa sallamak
  • kafası (veya kafasına) takılmak
  • kafası almamak (veya sarmamak)
  • kafası bir dünya
  • kafası bozulmak
  • kafası bulanmak
  • kafası dolmak
  • kafası dönmek
  • kafası dumanlanmak
  • kafası durmak
  • kafası düzelmek
  • kafası ile oynamak
  • kafası işlemek (veya çalışmak)
  • kafası karışmak (veya allak bullak olmak)
  • kafası kazan (gibi) olmak
  • kafası kızmak
  • kafasına dank etmek
  • kafasına estiği gibi
  • kafasına geçirmek
  • kafasına girmek
  • kafasına girmemek
  • kafasına göre
  • kafasına koymak
  • kafasına sığmamak
  • kafasına söz girmemek
  • kafasına uymak
  • kafasına vura vura
  • kafasına vur, ekmeğini elinden al
  • kafasına vurmak
  • kafasından çıkarmak (veya atmak)
  • kafasından geçirmek
  • kafasında şimşek çakmak
  • kafasında tutmak
  • kafasını ezmek
  • kafasını işletmek
  • kafasını kaldırmak
  • kafasını kaldırmamak
  • kafasını kaşıyacak vakti olmamak
  • kafasını kırmak
  • kafasını kullanmak
  • kafasını kurcalamak
  • kafasının bir tahtası eksik (veya noksan) (olmak)
  • kafasının dikine gitmek
  • kafasının etini yemek
  • kafasının kontağı atmak
  • kafasını sarmak (veya açmak)
  • kafasını sokmak
  • kafasını taştan taşa çarpmak (veya vurmak)
  • kafasını toplamak
  • kafasını tütsülemek
  • kafasını uçurmak
  • kafasını vurmak
  • kafası sarmamak
  • kafası sersem sepet (olmak)
  • kafası şişmek
  • kafası yerinde olmamak
  • kafası yerine gelmek
  • kafa tutmak
  • kafaya almak
  • kafaya çıkmak
  • kafa yapmak
  • kafaya takmak
  • kafayı (bir yere) vurmak
  • kafayı bulandırmak
  • kafayı bulmak
  • kafayı çalıştırmak (veya işletmek)
  • kafayı değiştirmek
  • kafayı tütsülemek (veya dumanlamak)
  • kafayı üşütmek
  • kafayı yemek
  • kafa yok!
  • kafa yormak

Birleşik Kelimeler: kafa çıkışı, kafa dengi, kafa sesi, kafa işçisi, kafa kâğıdı, kafa koçanı, kafakol, kafatası, kafası boş, kafası bulutlu, kafası çatlak, kafası dumanlı, kafası iyi, kafası kıyak, kafası kontak, kafası küflü, kafası örümcekli, kafası tembel, kalın kafa, kurukafa, kuru kafa, taş kafa


KÂFİ (Kelime Kökeni: Arapça kāfī)


[sıfat]
  • Yeterli, yetecek ölçüde olan

    Yalnız güzellik adi bir zevk kadını için bile kâfi değildir. - Hüseyin Cahit Yalçın

[ünlem]
  • `Yeter, yetişir, artık istemez` anlamlarında bir seslenme sözü

    Artık kâfi, yeter, illallah! - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kâfi gelmek


AFAKİ (Kelime Kökeni: Arapça āfāḳī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Gereksiz, önemsiz (söz)

    Biraz afaki sohbetten sonra oradan kalktık. - Ahmet Rasim