ADİLCEVAZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ADİLCEVAZ harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli ADİLCEVAZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

VECİZ17, CEVZA17, CEVİZ17, CEVAZ17, AVİZE14, EVCİL14, VALİZ14, ZEVAL14, CİLVE14, DİVAL13, VEDİA13, ALEVİ11, İLAVE11, LAZCA11, CAİZE11, CEZAİ11, AZADE10, DİZEL10, DİCLE10, CİDAL10, ALİZE8, İZALE8, ADALE7, İDEAL7


ADALE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḍale)


[isim] [anatomi]
  • Kas

İDEAL (Kelime Kökeni: Fransızca idéal)


[isim] [felsefe]
  • Ülkü

    Büyük ideal sahiplerinin ilk kudretleri ketum oluşlarıdır. - Aka Gündüz

[sıfat]
  • Düşüncenin tasarlayabileceği bütün üstün nitelikleri kendinde toplayan

    Bu ideal kocalar, eşref saatleri tıkır tıkır işletmesini bilen kadınların kocalarıdır. - Şevket Rado

[sıfat]
  • Uygun

    Söyle şunlara, biz burayı münasip bulduk. Tek taraflı asma köprü için ideal bir yer. - Ayşe Kulin


ALİZE (Kelime Kökeni: Fransızca alizé)


[isim] [coğrafya]
  • Tropikal bölgelerdeki denizlerde bütün yıl süresince düzenli esen rüzgâr

    Alizeler, Ekvator'un kuzeyinde kuzeydoğudan, Ekvator'un güneyinde ise güneydoğudan eserler.

Birleşik Kelimeler: üst alize


İZALE (Kelime Kökeni: Arapça izāle)


[isim] [eskimiş]
  • Yok etme, giderme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • izale etmek

Birleşik Kelimeler: izaleişüyu


AZADE (Kelime Kökeni: Farsça āzāde)


[sıfat] [eskimiş]
  • Başıboş, erkin, serbest

    Elli yıldır şu ömür kervanının yolcusuyum / Öyle her yoldaşı sevmezse de azade huyum - İbrahim Alâeddin Gövsa

[zarf]
  • Başıboş, erkin, serbest olarak

    Gürültüden azade yaşamak.


DİZEL (Kelime Kökeni: Almanca Diesel)


[isim]
  • Sıkıştırılmış hava içine püskürtülen yakıtla çalışan motor

Birleşik Kelimeler: dizel motoru


DİCLE


[isim]
  • Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri

C


[kimya]
  • Karbon elementinin simgesi

ALEVİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿalevī)


[isim]
  • Hz. Ali'ye bağlı olan kimse

İLAVE (Kelime Kökeni: Arapça ʿilāve)


[isim]
  • Ekleme, ulama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilave etmek


LAZCA


[isim]
  • Lazların kullandığı dil
[sıfat]
  • Bu dille yazılmış olan

CA


[kimya]
  • Kalsiyum elementinin simgesi

CEZA (Kelime Kökeni: Arapça cezāʾ)


[isim]
  • Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım

    O, olası ihanetim için cezalardan ceza beğenirken, ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum. - Elif Şafak

[hukuk]
  • Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım

    Cezasını tamamlayana kadar tek kişilik bir koğuşta kalmış. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ceza almak
  • ceza çekmek
  • ceza görmek
  • ceza kesmek
  • cezasını bulmak
  • cezasını çekmek
  • ceza vermek
  • cezaya çarptırmak
  • ceza yazmak
  • ceza yemek

Birleşik Kelimeler: ceza alanı, ceza atışı, cezaevi, ceza hukuku, ceza reisi, ceza sahası, ceza vuruşu, ağır ceza, nakdî ceza, ağır ceza mahkemesi, ağır hapis cezası, ağır para cezası, beden cezası, disiplin cezası, hafif hapis cezası, idam cezası, kınama cezası, kürek cezası, ölüm cezası, para cezası, pranga cezası


DİVAL (Kelime Kökeni: Farsça divāl)


[isim] [eskimiş]
  • Altı mukavva ile beslenmiş, üstü sırmalı işleme

VEDİA (Kelime Kökeni: Arapça vedīʿa)


[isim] [eskimiş]
  • Saklanılması, korunması için birine veya bir yere bırakılan eşya, inam, emanet

    Vatan sana vediadır.

[hukuk]
  • Kendine korunması, saklanması için eşya verilen kimsenin durumunu gösteren sözleşme