ABDESTBOZAN Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ABDESTBOZAN harflerini içeren 5 harfli 30 kelime bulunuyor. 5 harfli ABDESTBOZAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AZADE10, ABBAS10, BANDO10, BANAZ10, BADAS10, BAZEN10, SEZON10, ZEBAN10, ABOSA9, BADAT9, SONDA9, SAZAN9, TOZAN9, ABONE8, BASEN8, BASTA8, BETON8, NADAS8, SADET8, SABAN8, SEBAT8, ZATEN8, ADETA7, NEBAT7, SONAT7, STENO7, TABAN7, TEBAA7, SANAT6, SATEN6


SANAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣanʿat)


[isim]
  • Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık

    Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: sanat adamı, sanat danışmanı, sanat dünyası, sanat enstitüsü, sanat eri, sanat eseri, sanatevi, sanat filmi, sanat okulu, sanatsever, abstre sanat, betili sanat, betisiz sanat, edebî sanat, figüratif sanat, Gotik sanat, güdümlü sanat, soyut sanat, tezyinî sanat, yedinci sanat, güzel yazı sanatı, tahnit sanatı, temaşa sanatı, görsel sanatlar, grafik sanatları, güzel sanatlar, plastik sanatlar, el sanatları, sahne sanatları, süsleme sanatları


SATEN (Kelime Kökeni: Fransızca satin)


[isim]
  • Atlas (I)
[sıfat]
  • Bu kumaştan yapılmış

ÂDETA (Kelime Kökeni: Arapça ʿādetā)


[zarf]
  • Hemen hemen, sanki

    Yüzümü âdeta cama yapıştırarak her hareketini ilgiyle izliyorum. - Ahmet Ümit


NEBAT (Kelime Kökeni: Arapça nebāt)


[isim] [eskimiş] [bitki bilimi]
  • Bitki

    Hepsi kır nebatları gibi gelişigüzel, bu mevsim burada, öbür mevsim orada doğup yaşıyorlar. - Aka Gündüz


SONAT (Kelime Kökeni: Fransızca sonate)


[isim] [müzik]
  • Bir veya iki çalgı için yazılmış, üç veya dört bölümden oluşan müzik eseri

STENO (Kelime Kökeni: Fransızca sténo)


[isim]
  • Söylenen sözleri söylendiği kadar çabuk yazmaya elverişli, kısa ve yalın işaretlerden oluşan yazı yöntemi, stenografi

TABAN


[isim]
  • Ayağın alt yüzü, aya
[coğrafya]
  • Bir ırmağın en derin olan orta yeri
[denizcilik]
  • Dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü
[matematik]
  • Bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide

    Piramidin tabanı. Üçgenin tabanı.

[matematik]
  • Üslü sayılarda kuvveti alınan sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır
[halk ağzında]
  • Tarlanın düz ve verimli kesimi
[eskimiş]
  • Kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tabana kuvvet
  • tabana kuvvet kaçmak
  • taban çıkmak (veya girmek veya koymak)
  • tabanları kaldırmak
  • tabanları patlamak
  • tabanları yağlamak
  • taban tabana zıt (olmak)
  • taban tepmek (veya patlatmak)
  • taban yapmak

Birleşik Kelimeler: taban basma, taban düzeyi, taban fiyatı, taban halısı, taban lağımı, tabanvay, tabanı yarık, baştaban, daltaban, düztaban, karataban, ad tabanı, ayak tabanı, devetabanı, fiil tabanı, isim tabanı, veri tabanı

[zarf] [eskimiş]
  • Huy bakımından

TEBAA (Kelime Kökeni: Arapça tebaʿa)


[isim] [eskimiş] [hukuk]
  • Uyruk

    Şüphesiz tebaasını mesut eden, koruyan bir kral da değerli bir insandır. - Mehmet Kaplan


ABONE (Kelime Kökeni: Fransızca abonné)


[isim]
  • Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi
[sıfat] [mecaz]
  • Bir yere gitmeyi alışkanlık hâline getiren (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • abone etmek
  • abone olmak


BASEN (Kelime Kökeni: Fransızca bassin)


[isim]
  • Vücudun bel ile kalça arasındaki bölümü

BETON (Kelime Kökeni: Fransızca béton)


[isim]
  • Çimentonun su yardımıyla kum, çakıl vb. maddelerle karışması sonucu oluşan sert, dayanıklı, bağlayıcı yapı malzemesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beton gibi

Birleşik Kelimeler: betonkarar, beton santrali, beton soğutma, demirli beton, gaz beton, hazır beton


NADAS (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Tarlayı sürüp herhangi bir şey ekmeden dinlenmeye bırakma

    Uçsuz bucaksız uzayan kır / Kimi yerde nadas, kimi anız - Ahmet Kutsi Tecer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nadasa bırakmak (veya yatırmak)
  • nadas etmek


SADET (Kelime Kökeni: Arapça ṣaded)


[isim]
  • Konuşulan asıl konu, asıl madde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sadede gelmek


SABAN


[isim]
  • Çift süren hayvanların koşulduğu demir uçlu tarım aracı

    Bak çorak tarlasında sabanına dayanmış / Geniş alnı güneşle, bağrı ateşle yanmış - Faruk Nafiz Çamlıbel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sabanın tutağına yapışan el aç kalmaz
  • saban sürmek

Birleşik Kelimeler: saban balığı, saban demiri, saban kemiği, sabankıran, saban kulağı, kara saban


SEBAT (Kelime Kökeni: Arapça s̱ebāt)


[isim]
  • Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sebat etmek (veya göstermek)