ABDESTBOZAN Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



ABDESTBOZAN harflerini içeren 4 harfli 55 kelime bulunuyor. 4 harfli ABDESTBOZAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BOZA10, OBEZ10, BAZA9, ZADE9, AZOT8, BADE8, BABA8, DOST8, OZAN8, SODA8, SOBE8, SOBA8, SABO8, SEZA8, ZONA8, AZAT7, ABES7, BONE7, DONE7, DANS7, EZAN7, NEZT7, SABA7, SADA7, SADE7, SEDA7, TAZE7, ABAT6, ADET6, BANT6, BANA6, BETA6, BENT6, DATA6, DANE6, DANA6, EBAT6, EDNA6, EDAT6, SOTE6, SONE6, TABA6, ANOT5, ESNA5, NOTA5, NATO5, ONAT5, SAAT5, SANA5, STEN5, SENA5, SENT5, TASA5, NAAT4, TANE4


NAAT (Kelime Kökeni: Arapça naʿt)


[isim] [eskimiş]
  • Bir şeyin niteliklerini övme
[edebiyat]
  • Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside

TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)


[isim]
  • Herhangi bir sayıda olan şey, adet
[bitki bilimi]
  • Çekirdekli küçük meyve

    Üzüm tanesi. Nar tanesi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tane bağlamak

Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane


ANOT (Kelime Kökeni: Fransızca anode)


[isim] [fizik]
  • Artı uç

Birleşik Kelimeler: anot başlığı, anot kablosu


ESNA (Kelime Kökeni: Arapça es̱nāʾ)


[isim]
  • Bir işin yapıldığı an, sıra

    O esnada irice bir karaltı belirdi tam arkasında. - Elif Şafak


NOTA (Kelime Kökeni: İtalyanca nota)


[isim] [müzik]
  • Bir müzik sesini belirtmeye yarayan işaret

    Saz sesleri bazen aynı notaları, ruhumuza mıhlanmak istenen bir altın çiviye vurulan darbeler gibi tekrar ederdi. - Abdülhak Şinasi Hisar


NATO (Kelime Kökeni: Rumca)


[sıfat]
  • `Söz dinlemez, söz anlamaz, taş gibi kafa` anlamlarındaki nato kafa, nato mermer deyiminde geçen bir söz

ONAT


[sıfat] [eskimiş]
  • Özenli, düzgün, uygun

SAAT (Kelime Kökeni: Arapça sāʿat)


[isim]
  • Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası

    Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak. - Azra Erhat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saat bir (veya iki, üç ...) yönünde
  • saat bu saat
  • saat gibi
  • saat gibi işlemek
  • saati çalmak
  • saati saatine uymamak
  • saat on bir buçuğu çalmak
  • saat tutmak

Birleşik Kelimeler: saat açısı, saat ayarı, saat başı, saat camı, saat cebi, saat çiçeği, saat dairesi, saat dilimi, saat farkı, saat kulesi, saati saatine, alafranga saat, alaturka saat, ampersaat, ana saat, biyolojik saat, çalar saat, elektronik saat, ezani saat, guguklu saat, kilovatsaat, lümensaat, o saat, ölü saat, vatsaat, yerel saat, yeşil saat, zevalî saat, akşam saati, beslenme saati, bilek saati, cep saati, çalışma saati, çay saati, duvar saati, elektrik saati, eşref saati, ezan saati, güneş saati, iş saati, kol saati, konsol saati, kontrol saati, kum saati, masa saati, mesai saati, meydan saati, okuma saati, park saati, su saati, uyku saati, yaz saati, yıldız saati, altın saatler, indirim saatleri


SANA


[zamir]
  • Sen zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sana taşla vurana sen aşla (veya ekmekle veya pamukla) var (veya dokun)
  • sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt
  • sana yalan, bana gerçek


STEN (Kelime Kökeni: İngilizce Sten)


[isim] [askerlik]
  • Çapı 9 milimetre olan, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek
[isim] [fizik]
  • Bir tonluk bir kütleye bir saniyede 1 metre hız artışı veren kuvvet ölçü birimi

SENA (Kelime Kökeni: Arapça s̱enā)


[isim] [eskimiş]
  • Övme

Birleşik Kelimeler: hamdüsena, methüsena


SENT (Kelime Kökeni: İngilizce cent)


[isim]
  • Doların yüzde biri değerinde para birimi

TASA


[isim]
  • Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam(I)

    Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı hemen İstanbul'un nabzını tutarlar. - Falih Rıfkı Atay

[ruh bilimi]
  • Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tasa çekmek
  • tasa etmek
  • tasasına düşmek
  • tasası sana mı düştü?


ABAT (Kelime Kökeni: Farsça ābād)


[sıfat] [eskimiş]
  • Bayındır

Ata Sözleri ve Deyimler

  • abat etmek (veya eylemek)
  • abat olmak


ÂDET (Kelime Kökeni: Arapça ʿādet)


[isim] [toplum bilimi]
  • Görenek

    Bayram tebriği bir güzel âdettir. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • âdet edinmek
  • âdet görmek
  • âdet olduğu üzere
  • âdet olmak
  • âdet yerini bulsun diye

Birleşik Kelimeler: âdetgörmezlik

[isim] [matematik]
  • Sayı

    İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: adedimürettep