UZLAŞMA harflerinden oluşan 45 kelime bulunuyor. UZLAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Uzlaşma kelimesinin anlamı nedir? Uzlaşma ile başlayan kelimeler. Uzlaşma ile biten kelimeler. İçinde uzlaşma olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
UZLAŞMA15
6 Harfli Kelimeler
ULAŞMA11
5 Harfli Kelimeler
UZAMA10, ALMAŞ9, MALAZ9, ULAMA7
4 Harfli Kelimeler
UZAM9, AZMA8, AŞMA8, MAAŞ8, MAŞA8, ŞAMA8, ULAŞ8, ZULA8, ALAZ7, LAZA7, ULAM6, ALMA5, AMAL5, LAMA5, MALA5
3 Harfli Kelimeler
ŞAZ9, MUZ8, MUŞ8, ZUM8, MAŞ7, ŞUA7, ŞAM7, ZAM7, AZA6, LAZ6, ŞAL6, AMA4, LAM4, MAL4, ULA4, ALA3
2 Harfli Kelimeler
ŞU6, UZ6, AŞ5, AZ5, AM3, MA3,
AL2, LA2
AL
[isim]
-
Kanın rengi, kızıl, kırmızı
[sıfat]
-
Bu renkte olan
Al bayrak. Al çuha.
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- al elmaya taş atan çok olur
- al giymedim ki alınayım
- al gömlek gizlenemez
- alı alına, moru moruna
- alı al, moru mor
- al kanlara boyanmak
- al kiraz üstüne kar yağmış
Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar
[isim] [eskimiş]
-
Aldatma, düzen, tuzak, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz
[kimya]
-
Alüminyum elementinin simgesi
LA
(Kelime Kökeni: İtalyanca la)
[isim] [müzik]
-
Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
[kimya]
-
Lantan elementinin simgesi
ÂLÂ
(Kelime Kökeni: Arapça aʿlā)
[sıfat]
Birleşik Kelimeler: arşıâlâ, ne âlâ, pekâlâ, dik âlâsı
[sıfat]
-
Karışık renkli, çok renkli, alaca
Ala kilim eskimiş.
[isim]
[halk ağzında]
-
Açık kestane renginde olan, ela (göz)
[isim] [halk ağzında]
-
Kekliğin boynundaki siyah halka
Ata Sözleri ve Deyimler
- ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz
Birleşik Kelimeler: alabacak, alabalık, alabaş, alaçam, ala gün, alakarga, ala sulu, alatav, dağ alası, deniz alası, göl alası
AM
[isim] [kaba konuşmada]
[kimya]
-
Amerikyum elementinin simgesi
ÂMÂ
(Kelime Kökeni: Arapça aʿmā)
[sıfat]
[bağlaç]
Ata Sözleri ve Deyimler
- ama ne
- aması maması yok!
- aması var
LÂM
(Kelime Kökeni: Arapça lām)
[isim]
-
Arap alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı
Ata Sözleri ve Deyimler
- lâm elif çevirmek (veya çizmek)
- lâmı cimi yok
[isim]
-
Mikroskopta incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam parçası
MAL
(Kelime Kökeni: Arapça māl)
[isim]
[ticaret]
-
Alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası, emtia
[mecaz]
[argo]
[kaba konuşmada]
Ata Sözleri ve Deyimler
- mal adama hem dost hem düşmandır
- mal bulmuş Mağribî gibi
- mal canı kazanmaz, can malı kazanır
- mal canın yongasıdır
- mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan
- mal edinmek
- mal etmek
- malı götürmek
- malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür
- malın iyisi boğazdan geçer
- malı ongun olanın adı angın olur
- mal kaldırmak
- mal kapatmak
- mal meydanda
- mal olmak
- mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi
- mal yapmak
Birleşik Kelimeler: mal beyanı, mal bildirimi, mal birliği, mal canlısı, mal mülk, mal sahibi, mal sandığı, mal varlığı, malın gözü, anamal, ara mal, başmal, beytülmal, fason mal, kabzımal, mirî mal, resülmal, sermaye mal, tapon mal, dünya malı, hırsız malı, işporta malı, ithal malı, mezat malı, orta malı, sıra malı, vakıf malı, yerli malı, ikame mal
ULA
[isim]
-
Muğla iline bağlı ilçelerden biri
ALMA
[isim]
-
Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız
Birleşik Kelimeler: açığa alma, kültüre alma, satın alma, koku alma duyusu, tat alma duyusu, tat alma organı
AMAL
(Kelime Kökeni: Arapça aʿmāl)
[isim] [eskimiş]
Birleşik Kelimeler: amalierbaa
LAMA
(Kelime Kökeni: Fransızca lama)
[isim] [hayvan bilimi]
-
Geviş getirenlerden, Güney Amerika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, yük hayvanı olarak kullanılan, karadan aka kadar türlü renklerde olabilen, tüyleri uzun, boyu yüksek ve boynu uzun hayvan
[isim]
-
Tibetlilerde ve Moğollarda Buda rahibi
Birleşik Kelimeler: dalay lama
[isim]
-
Küçük maden veya cam şerit
MALA
(Kelime Kökeni: Farsça māle)
[isim]
-
Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, üstten tahta saplı sıvama aracı
AŞ
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşını, eşini, işini bil
- aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
- aş taşınca kepçeye paha olmaz
- aş tuz ile, tuz oran ile
Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı
AZ
[sıfat]
[zarf]
-
Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak
Ata Sözleri ve Deyimler
- aza çoğa bakmamak
- aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
- aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
- az ateş çok odunu yakar
- az bulmak
- az buz olmamak
- az değil
- az gelmek
- az görmek
- az günün adamı olmamak
- azı çoğa saymak (veya tutmak)
- az kaldı (veya kalsın)
- az kaz, uz kaz, boyunca kaz
- az olsun, uz olsun
- az söyle, çok dinle
- az tamah çok ziyan getirir
- az veren candan, çok veren maldan
- az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur
Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından
[eskimiş] [kimya]
ULAM
[isim]
[felsefe] [mantık]
-
Nesnel gerçekliğin ve bilginin en genel ve temel özelliklerini, ilişkilerini yansıtan temel kavramların her biri, nicelik, nitelik, bağıntı, makule, kategori
Birleşik Kelimeler: ulam ulam