SOĞAN ile Oluşan Kelimeler (SOĞAN Kelime Türetme)



SOĞAN harflerinden oluşan 12 kelime bulunuyor. SOĞAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Soğan kelimesinin anlamı nedir? Soğan ile başlayan kelimeler. Soğan ile biten kelimeler. İçinde soğan olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

SOĞAN14

4 Harfli Kelimeler

OĞAN12

3 Harfli Kelimeler

SAĞ11, ONS5, SON5, NAS4, ONA4, SAN4

2 Harfli Kelimeler

9, AS3, ON3, AN2


AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)


[isim]
  • Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika

    Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anı anına uymamak
  • an meselesi

Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı

[isim] [halk ağzında]
  • İki tarla arasındaki sınır
[isim]
  • Zihin

    An bulanıklığı. An yorgunluğu.


AS


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kakım
[isim]
  • İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey
[sıfat]
  • Bir işte başta gelen (kimse veya şey)

    As oyuncu.

Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön

[kimya]
  • Arsenik elementinin simgesi

ON


[isim]
  • Dokuzdan sonra gelen sayının adı
[sıfat]
  • Dokuzdan bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • on defa (veya kere)
  • on parmağı boğazında olmak
  • on parmağında on hüner (veya marifet) olmak
  • on parmağında on kara

Birleşik Kelimeler: onaltılık, on ayaklılar, onbaşı, onbeşli, on binlerce, on binlik, onbiraylık, on birli, ondörtlük, onikiparmak bağırsağı, onikitelli, on milyonluk, on para, onsekiz, beşon, ayın on dördü


NAS (Kelime Kökeni: Arapça naṣṣ)


[isim] [eskimiş]
  • Açıklık, açık ve kesin yargı
[felsefe]
  • Dogma

ONA


[zamir]
  • O zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi

    Yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ona göre hava hoş

Birleşik Kelimeler: ona buna, sözüm ona


SAN


[isim]
  • Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, unvan, titr
[felsefe]
  • Herhangi bir şeyi, neyse o yapan nitelik, kip karşıtı

Birleşik Kelimeler: adı sanı, adıyla sanıyla


ONS (Kelime Kökeni: Fransızca once)


[isim]
  • Genellikle gümüş, altın ve platin gibi kıymetli metallerin veya elmas, yakut gibi değerli taşların kütlelerinin ölçülmesi için kullanılan, Fransa'da 30,59 gr, İngiltere'de 28,349 gr ağırlığında bir ağırlık ölçüsü birimi

SON


[sıfat]
  • Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı

    Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu. - Peyami Safa

[isim]
  • Uç, sınır
[isim]
  • Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet

    Kışın sonu. Bu yolun sonu.

[isim] [mecaz]
  • Ölüm
[isim] [anatomi]
  • Döl eşi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sona ermek
  • sona kalan dona kalır
  • son bulmak
  • son kozunu (veya kartını) oynamak
  • son noktayı koymak
  • son pişmanlık fayda vermez (veya etmez)
  • sonu gelmek
  • sonu gelmemek
  • sonunu almak
  • sonunu getirememek
  • son vermek

Birleşik Kelimeler: son adam, sonbahar, son birim, son çeyrek, son dakika, son derece, son deyiş, son ek, son görev, son gürlüğü, son hızla, son kânun, son kerte, son nefes, sonnot, son ses, son söz, son teşrin, son turfanda, son ütücü, son vazife, son yolculuk, çeyrek son, yarı son, baştan sona, hafta sonu, harman sonu, satır sonu, süre sonu, vade sonu, önünde sonunda



[isim]
  • İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü

    Balık ağı. Tenis ağı.

[mecaz]
  • Tuzak

    Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu. - Samiha Ayverdi

[spor]
  • Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file
[spor]
  • Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ağ atmak (veya bırakmak)
  • ağ çekmek
  • ağına düşürmek

Birleşik Kelimeler: ağbenek, ağbeneklilik, ağ iğnesi, ağ ipliği, ağ kayığı, ağ kepçe, ağ kurdu, ağ kurşunu, ağ mantarlar, ağ tabaka, ağ tonoz, ağ torba, ağ yatak, dış ağ, genel ağ, iç ağ, serpme ağ, yerel ağ, alamana ağı, bilgisayar ağı, bilişim ağı, borda ağı, boru ağı, çektirme ağı, çevirme ağı, dalyan ağı, dip ağı, ıstakoz ağı, iletişim ağı, karides ağı, marya ağı, sürtme ağı, voli ağı

[isim]
  • Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık

SAĞ


[sıfat]
  • Vücutta kalbin bulunduğu tarafın karşısında olan, sol karşıtı

    Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu. - Ömer Seyfettin

[isim]
  • Bu taraftaki yön

    Sağa dönmek. Sağdan yürümek.

[isim] [spor]
  • Boksta sağ yumrukla vuruş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sağa kaymak
  • sağa sola
  • sağa sola bakmadan
  • sağdan geri dönmek (veya etmek)
  • sağ elinin verdiğini sol elin görmesin
  • sağ eliyle sol kulağını göstermek
  • sağ gösterip sol vurmak
  • sağ gözünü sol gözünden sakınmak
  • sağını solunu bilmemek
  • sağı solu (belli) olmamak
  • sağ yapmak

Birleşik Kelimeler: sağ açık, sağ bek, sağ çıkarma, sağ eğilimli, sağ haf, sağ iç, sağ kanat, sağkol, sağ kol, sağ şerit, ortanın sağı

[sıfat]
  • Sağlam, esen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sağ kalmak
  • sağ ol
  • sağ olsun

Birleşik Kelimeler: sağbeğeni, sağduyu, sağ esen, sağgörü, sağistem, sağ para, sağ salim, sağ selamet, sağtöre, sağyağ


OĞAN


[isim] [eskimiş] [din bilgisi]
  • Tanrı

SOĞAN


[isim] [bitki bilimi]
  • Zambakgillerden, yemeklere tat vermek için yumrusu ve yeşil yaprakları kullanılan güzel kokulu bitki (Allium cepa)

Birleşik Kelimeler: soğan çiçeği, soğan ekmek, soğan kebabı, soğan yahnisi, aksoğan, göksoğan, kuru soğan, taze soğan, yeşilsoğan, ada soğanı, arpacık soğanı, çiçek soğanı, köpek soğanı