LANGIRT harflerinden oluşan 50 kelime bulunuyor. LANGIRT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Langırt kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
LANGIRT12
5 Harfli Kelimeler
ARGIT10, ARGIN10, ALGIN10, GIRLA10, IRGAT10, ILGAR10, ARTIN6, ANTLI6, ALTIN6, ILTAR6, NATIR6, TANRI6
4 Harfli Kelimeler
ALGI9, GINA9, GIRT9, ARLI5, ARTI5, ANIT5, ATIL5, ATLI5, ALIN5, ALTI5, TANI5, RANT4
3 Harfli Kelimeler
GIR8, ALG7, GAR7, ANI4, ARI4, IRA4, TIN4, TIR4, ANT3, ART3, ALT3, LAN3, NAR3, NAL3, TAL3, TAN3, TAR3
2 Harfli Kelimeler
IR3,
AT2, AR2, AN2, AL2, LA2, RA2, TA2
AT
[isim]
-
Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül
Ata Sözleri ve Deyimler
- ata arpa yiğide pilav
- ata binen nalını, mıhını arar
- ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
- ata da soy gerek, ite de
- at, adımına göre değil adamına göre yürür
- ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
- ata et, ite ot vermek
- ata eyer gerek, eyere er gerek
- at at oluncaya kadar sahibi mat olur
- at beslenirken kız istenirken
- at binenin, kılıç kuşananın
- at binicisine göre kişner
- at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
- at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
- at gibi
- atı alan Üsküdar'ı geçti
- atı atasıyla, katırı anasıyla
- atım tepmez, itim kapmaz deme
- atına bakan ardına bakmaz
- atın bahtsızı arabaya düşer
- atın dorusu, yiğidin delisi
- atını sağlam kazığa bağlamak
- atın ölümü arpadan olsun
- atın ürkeği, yiğidin korkağı
- atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
- at ile avrat yiğidin bahtına
- at izi it izine karışmak
- at koşturacak kadar
- at koşturmak
- atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
- atla deve değil
- atlarını itlerini nallamak
- atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
- atlar tepişir, arada eşekler ezilir
- at nalı kadar
- at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
- at oynatmak
- at ölür, itlere bayram olur
- at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
- at pazarında eşek osurtmuyoruz!
- atta, avratta uğur vardır
- attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
- attan inip eşeğe binmek
- at var, meydan yok
- at yedi günde, it yediği günde
- at yiğidin yoldaşıdır
Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı
[kimya]
-
Astatin elementinin simgesi
AR
(Kelime Kökeni: Fransızca are)
[isim]
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- ar damarı çatlamış
- ar dünyası değil kâr dünyası
- ar etmek
- arına dokunmak
- ar namus tertemiz
- ar ve hayâ perdesi yırtılmak
- ar yılı değil, kâr yılı
Birleşik Kelimeler: ar belası
[kimya]
-
Argon elementinin simgesi
AN
(Kelime Kökeni: Arapça ān)
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- anı anına uymamak
- an meselesi
Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı
[isim] [halk ağzında]
-
İki tarla arasındaki sınır
[isim]
AL
[isim]
-
Kanın rengi, kızıl, kırmızı
[sıfat]
-
Bu renkte olan
Al bayrak. Al çuha.
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- al elmaya taş atan çok olur
- al giymedim ki alınayım
- al gömlek gizlenemez
- alı alına, moru moruna
- alı al, moru mor
- al kanlara boyanmak
- al kiraz üstüne kar yağmış
Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar
[isim] [eskimiş]
-
Aldatma, düzen, tuzak, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz
[kimya]
-
Alüminyum elementinin simgesi
LA
(Kelime Kökeni: İtalyanca la)
[isim] [müzik]
-
Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
[kimya]
-
Lantan elementinin simgesi
RA
[kimya]
-
Radyum elementinin simgesi
TA
(Kelime Kökeni: Farsça tā)
[zarf]
Ata Sözleri ve Deyimler
[kimya]
-
Tantal elementinin simgesi
ANT
[isim]
-
Tanrı'yı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı doğrulama, yemin, kasem
Ata Sözleri ve Deyimler
- andını bozmak
- ant içmek
- ant olsun
- ant verdirmek
- ant vermek
Birleşik Kelimeler: ant kardeşi
ART
[isim]
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- ardı arası (veya arkası) kesilmemek (veya gelmemek)
- ardı kesilmemek
- ardına (veya arkasına) düşmek
- ardına kadar açık
- ardından atlı kovalamak
- ardından gitmek
- ardından sapan taşı yetişmez
- ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz
- ardını almak (veya getirmek)
- ardını bırakmamak
- ardını kesmek
- art eteğinde namaz kılmak
Birleşik Kelimeler: art alan, art arda, art avurt, art bölge, art damak, art düşünce, art elden, art niyet, art oda, art teker, art yetişim, art zamanlı, iğne ardı, ardı ardına, ardı sıra, artsız arasız
ALT
[isim]
[sıfat]
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- alt değirmen güçlü akar
- alt etmek
- altı alay üstü kalay
- altı kaval, üstü şişhane (veya şeşhane)
- altına etmek (veya kaçırmak)
- altına imza atmak
- altına imza koymak
- altında kalmak
- altında kalmamak
- altından çapanoğlu çıkmak
- altından girip üstünden çıkmak
- altından kalkamamak
- altını çizmek
- altını değiştirmek
- altını ıslatmak
- altını kapatmak
- altını kısmak
- altını üstüne getirmek
- altı tutmak
- altı yaş olmak
- alt olmak
- alt perdeden konuşmak
- altta kalanın canı çıksın
- altta kalmak
- alttan almak
- alttan güreşmek
- altta yok üstte yok
Birleşik Kelimeler: alt alta, alt başlık, alt bölüm, alt cins, alt çene, alt deri, alt diş, alt dudak, alt familya, alt geçit, alt gerilim, alt güverte, alt hava yuvarı, alt ırk, alt karşıt, alt kat, alt katman, alt kavuşum, alt kurul, alt sınıf, alt şube, alt tabaka, alt takım, alt tarafı, alt tür, altüst, alt yanı, altyapı, alt yazı, alt yazıcı, altı üstü, alttan alta, ayakaltı, bardakaltı, başaltı, baş altı, bayrakaltı, bilinçaltı, dam altı, denizaltı, deniz altı, deri altı, dilaltı, dil altı bezleri, ev altı, gözaltı, göz altı, hasıraltı, kahvaltı, kapıaltı, kaymakaltı, koltuk altı, köprüaltı çocuğu, Kubbealtı, kulak altı bezi, merdiven altı, normalaltı, rüzgâraltı, silahaltı, su altı, şuuraltı, topaltı, toprak altı, üst deri altı, yastıkaltı, yemekaltı, yeraltı, yer altı, el altında, el altından
LAN
[ünlem] [kaba konuşmada]
NAR
(Kelime Kökeni: Farsça nār, enār)
[isim] [bitki bilimi]
-
Nargillerden, yaprakları karşılıklı, çiçekleri büyük, koyu kırmızı renkte, küçük bir ağaç (Punica granatum)
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: narçiçeği, nar şerbeti, kudret narı
[isim] [eskimiş]
Ata Sözleri ve Deyimler
- nârına (veya nâra) yanmak
Birleşik Kelimeler: nârıbeyza
NAL
(Kelime Kökeni: Arapça naʿl)
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- nal çakmak
- nal deyip mıh dememek
- nalları dikmek
- nal toplamak
Birleşik Kelimeler: nalbant, naldöken, dörtnal, dörtnala
TAL
(Kelime Kökeni: Fransızca thalle)
[isim] [biyoloji]
-
Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme organı
TAN
[isim]
-
Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, fecir
Ata Sözleri ve Deyimler
- tan ağarmak (veya atmak veya sökmek)
Birleşik Kelimeler: tan yeli, tan yeri