FLAŞÖR harflerinden oluşan 18 kelime bulunuyor. FLAŞÖR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Flaşör kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
FLAŞÖR21
4 Harfli Kelimeler
FLAŞ13
3 Harfli Kelimeler
ÖRF15, FAŞ12, FAR9, FAL9, LAF9, RAF9, ARŞ6, ŞAL6
2 Harfli Kelimeler
ÖF14, AF8, FA8, AŞ5, AR2, AL2, LA2, RA2
AR
(Kelime Kökeni: Fransızca are)
[isim]
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- ar damarı çatlamış
- ar dünyası değil kâr dünyası
- ar etmek
- arına dokunmak
- ar namus tertemiz
- ar ve hayâ perdesi yırtılmak
- ar yılı değil, kâr yılı
Birleşik Kelimeler: ar belası
[kimya]
-
Argon elementinin simgesi
AL
[isim]
-
Kanın rengi, kızıl, kırmızı
[sıfat]
-
Bu renkte olan
Al bayrak. Al çuha.
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- al elmaya taş atan çok olur
- al giymedim ki alınayım
- al gömlek gizlenemez
- alı alına, moru moruna
- alı al, moru mor
- al kanlara boyanmak
- al kiraz üstüne kar yağmış
Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar
[isim] [eskimiş]
-
Aldatma, düzen, tuzak, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz
[kimya]
-
Alüminyum elementinin simgesi
LA
(Kelime Kökeni: İtalyanca la)
[isim] [müzik]
-
Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
[kimya]
-
Lantan elementinin simgesi
RA
[kimya]
-
Radyum elementinin simgesi
AŞ
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşını, eşini, işini bil
- aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
- aş taşınca kepçeye paha olmaz
- aş tuz ile, tuz oran ile
Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı
ARŞ
(Kelime Kökeni: Arapça ʿarş)
[isim] [din bilgisi]
-
İslam inanışına göre göğün en yüksek katı
[ünlem] [askerlik]
ŞAL
(Kelime Kökeni: Farsça şāl)
[isim]
Birleşik Kelimeler: şal kuşak, şal örneği
AF
(Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)
[isim]
-
Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
Ata Sözleri ve Deyimler
- af buyurun!
- af çıkarmak
- af dilemek
- affa uğramak
- affını dilemek (veya istemek)
- affınıza sığınarak
Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af
FA
(Kelime Kökeni: İtalyanca fa)
[isim] [müzik]
-
Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses
Birleşik Kelimeler: fa anahtarı
FAR
(Kelime Kökeni: Fransızca phare)
[isim]
Birleşik Kelimeler: kısa far, uzun far, sis farı
[isim]
FAL
(Kelime Kökeni: Arapça fāl)
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- fala bakmak
- fal açmak (veya bakmak)
Birleşik Kelimeler: falname, fal taşı, bakla falı, el falı, kahve falı, papatya falı
LAF
(Kelime Kökeni: Farsça lāf)
[isim]
[ünlem]
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- lafa başlamak
- lafa boğmak
- laf açmak
- lafa dalmak
- lafa karışmak
- laf altında kalmamak
- laf anlamaz
- laf anlatmak
- laf aramızda
- laf atmak
- lafa tutmak
- laf çakmak (veya çarptırmak veya dokundurmak)
- laf çıkarmak
- laf çıkmak
- laf dinlemek
- laf düşmemek
- laf etmek
- laf geçirmek
- laf gelmek
- laf getirmek
- laf götürmek
- lafı ağzına tıkamak
- lafı ağzında bırakmak
- lafı ağzında gevelemek
- lafı ağzında kalmak
- lafı ağzından almak
- lafı bağlamak
- lafı çevirmek
- lafı dağıtmak
- lafı değiştirmek
- lafı dolandırmak
- lafı döndürüp dolaştırmak
- lafı edilmek
- lafı geçmek
- lafı kesmek
- lafı kıçından anlamak
- lafı kıçından dinlemek
- lafı kısa kesmek
- lafı mı olur?
- lafına gelmek
- lafını (veya lafınızı) balla kestim (veya kesiyorum)
- lafını bilmek
- lafını esirgememek (veya sakınmamak)
- lafını etmek
- lafını geri almak
- lafını kesmek
- lafını yabana atmamak
- lafını yedirmek
- lafını yemek
- lafı sulandırmak
- lafı tartmak
- lafı uzatmak
- laf işitmek
- laf kaynayıp gitmek
- laf lafı açar
- lafla peynir gemisi yürümez
- laf ola beri gele!
- laf olmak
- laf olsun âdet yerini bulsun
- laf oturtmak
- laf söyledi bal kabağı!
- lafta kalmak
- laftan anlamak
- laf taşımak
- laf torbaya girmez
- laf tutmak
- laf yakıştırmak
- laf yapmak
- laf yetiştirmek
- laf yok!
Birleşik Kelimeler: laf cambazı, laf ebesi, laf kalabalığı, laf salatası, lafügüzaf, boş laf, iri laf, kuru laf, çocuk lafı
RAF
(Kelime Kökeni: Arapça reff)
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- rafa koymak (veya kaldırmak)
Birleşik Kelimeler: raf ömrü, açık raf, köşe rafı
FAŞ
(Kelime Kökeni: Farsça fāş)
[isim] [eskimiş]
-
`Gizli olanı açığa vurmak, duyurmak, ortaya dökmek, dile vermek` anlamlarındaki faş etmek, `belli olmak, açıklanmak, ortaya çıkmak` anlamlarındaki faş olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz
Ona en büyük sırrını faş etmek, ona imdi yukarıda, kocasının yanı başında yemek yiyen Güzide'yi göstermek istemişti.
- Nazım Hikmet
Sırrının faş olduğu gün ona ölümden başka çıkar yol kalmazdı.
- Refik Halit Karay
FLAŞ
(Kelime Kökeni: Fransızca flash)
[isim]
-
Fotoğraf çekiminde ışık yeterli olmadığında bir görüntüyü net almak için kullanılan çok kısa süreli ve güçlü parıltı
[sıfat] [mecaz]
-
İletişimde üstünlüğü, önceliği olan, önemli (haber)
[sıfat] [mecaz]
[sıfat] [mecaz]
Birleşik Kelimeler: flaş conta, su altı flaşı