DÖNEMEÇ ile Oluşan Kelimeler (DÖNEMEÇ Kelime Türetme)



DÖNEMEÇ harflerinden oluşan 30 kelime bulunuyor. DÖNEMEÇ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dönemeç kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

DÖNEMEÇ19

6 Harfli Kelimeler

ÖDENME15

5 Harfli Kelimeler

DÖNEÇ16, DÖNME14, DÖNEM14, ÖDEME14, DEMEÇ11, ÇEMEN9, NEMÇE9, DENME8

4 Harfli Kelimeler

ÖDEM13, ÖNEM11, EMEÇ8, ÇENE7, DEME7, EMEN5

3 Harfli Kelimeler

MEÇ7, DEM6, EDE5, MEN4, NEM4

2 Harfli Kelimeler

ÖÇ11, ÖD10, ÖN8, ÇE5, DE4, EM3, ME3, EN2, NE2


EN


[isim]
  • Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı

    Kumaşın eni. Yolun eni. Kâğıdın eni.

[isim] [halk ağzında]
  • Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret
[zarf]
  • Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime

    En iyi adamını yollamış buraya. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • en kötü günümüz böyle olsun

Birleşik Kelimeler: en aşağı, en azından, enberi, enöte


NE


[kimya]
  • Neon elementinin simgesi
[zamir]
  • Hangi şey
[sıfat]
  • Hangi

    Güzel heykel, ne yandan bakarsan, ne yana çevirirsen gene güzeldir. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[sıfat]
  • Nasıl

    Bu ne kıyafet?

[zarf]
  • Neden

    Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun? - Burhan Felek

[zarf]
  • Şaşma veya abartı bildiren bir söz

    Ne sıcak, ne sıcak! Ne güzel çiçekler! Ne kaba adam!

[ünlem]
  • Soru biçiminde şaşma bildiren ünlem

    Ne, yıkıldı ha!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ne âlem
  • ne âlemde?
  • ne alıp veremiyor?
  • ne arar (veya onda ... ne gezer)
  • ne arıyor
  • ne biçim?
  • ne buyrulur?
  • ne çare
  • ne çıkar
  • ne çiçektir, biliriz
  • ne dedim de
  • ne demek?
  • ne demek olsun
  • ne demeye
  • ne denir (veya dersin)
  • ne denli
  • ne de olsa
  • ne dese beğenirsin?
  • nedir ki
  • ne diye?
  • ne ekersen onu biçersin
  • ne fayda
  • ne gam
  • ne gezer
  • ne gibi?
  • ne gözle bakmak
  • ne güne duruyor?
  • ne günlere kaldık!
  • ne haber?
  • ne hacet
  • ne haddine!
  • ne hâlde?
  • ne hâli varsa görsün
  • ne hikmetse (veya hikmettir)
  • ne idiği belirsiz
  • ne imiş?
  • ne ise
  • ne istediğini bilmek
  • ne iyi!
  • ne kadar
  • ne kadar olsa
  • ne kadar varsa
  • ne lazım
  • neler
  • neler de neler, maydanozlu köfteler
  • neler neler
  • ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
  • ne mene
  • ne menem
  • ne mümkün
  • ne münasebet!
  • ne o?
  • ne olacak!
  • ne olduğunu bilememek
  • ne oldum delisi olmak
  • ne olur (veya olursun veya olursunuz)
  • ne olursa olsun
  • ne oluyor?
  • ne pahasına olursa olsun
  • ne söylüyorsun?
  • ne var ki
  • ne yaparsın (veya yapmalı) ki
  • ne yapıp yapıp
  • ne yaptığını bilmemek
  • ne yazar
  • ne yazık ki
  • neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
  • neyin nesi (kimin fesi)
  • neyleyim
  • neymiş
  • ne yüzle

Birleşik Kelimeler: ne âlâ, neme gerek, neme lazım


EM


[isim] [halk ağzında]
  • İlaç, merhem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eme seme yaramamak
  • eme yaramak


ME


[isim]
  • Koyun, kuzu vb. hayvanların çıkardığı ses

    Kara koyun kuzular kuzulamaz / Me deme - Fazıl Hüsnü Dağlarca


MEN (Kelime Kökeni: Arapça menʿ)


[isim]
  • Yasaklama

Birleşik Kelimeler: menedilmek, menetmek, menolunmak


NEM (Kelime Kökeni: Farsça nem)


[isim]
  • Havada bulunan su buharı

Birleşik Kelimeler: nemçeker, nemdenetir, nemölçer, neme yönelim, bağıl nem, mutlak nem, salt nem, ağaç nemi


DE



EMEN


[isim] [halk ağzında]
  • Bağ çubuğu, ağaç veya sebze dikmek için açılan çukur

EDE


[isim] [halk ağzında]
  • Ağabey

ÇE



DEM (Kelime Kökeni: Farsça dem)


[isim]
  • Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu
[halk ağzında]
  • Pişirilen yemeklerin yenecek kıvamda olması
[eskimiş]
  • Soluk, nefes
[eskimiş]
  • İçki
[eskimiş]
  • Koku

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dem çekmek
  • dem tutmak
  • dem vurmak

Birleşik Kelimeler: her dem

[isim] [eskimiş]
  • Kan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dem dökmek

Birleşik Kelimeler: deveranıdem


ÇENE (Kelime Kökeni: Farsça çāne)


[isim]
  • Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın kapanıp açılmasını sağlayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad

    Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu. - Halide Edip Adıvar

[denizcilik]
  • Baş bodoslamasının omurga ile birleştiği yer, çarık
[mecaz]
  • Çok konuşma huyu, gevezelik

    Sende de çene var ha!

[halk ağzında]
  • Köşe

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çene çalmak
  • çenen tutulsun!
  • çene patlatmak
  • çenesi açılmak
  • çenesi atmak
  • çenesi durmamak
  • çenesi düşmek
  • çenesi kilitlenmek
  • çenesine vurmak
  • çenesini açmak
  • çenesini açtırmak
  • çenesini bağlamak
  • çenesini bıçak açmamak
  • çenesini dağıtmak
  • çenesini kapatmak
  • çenesinin bağı çözülmek
  • çenesini tutmak
  • çenesi oynamak
  • çene yarıştırmak
  • çene yetiştirmek
  • çene yormak

Birleşik Kelimeler: çene çukuru, çene kavafı, çene yarışı, çene yarıştırma, çenesi düşük, çenesi kuvvetli, çeneye kuvvet, alt çene, çalçene, ökçe çene, üst çene


DEME


[isim]
  • Demek işi

    Çoğumuz hâlâ yazarım demeye çekiniriz. - Adalet Ağaoğlu

[edebiyat]
  • Halk edebiyatında şiir
[edebiyat]
  • Genellikle Alevi şairlerin tarikatlarıyla ilgili konuları işleyen şiirlerine, kendilerince verilen ad
[edebiyat]
  • Ağıt
[halk ağzında]
  • Atasözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... demeye getirmek
  • ... demeye kalmamak
  • demem o (ki)


MEÇ (Kelime Kökeni: Fransızca mèche)


[isim]
  • Süngü gibi yalnız batırılarak yaralamaya yarayan, kısa, düz ve ensiz kılıç
[isim]
  • Saçın küçük tutamlar biçiminde değişik renklerde boyanmış durumu

DENME


[isim]
  • Denmek işi