ŞEYTANARABASI Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



ŞEYTANARABASI harflerini içeren 4 harfli 86 kelime bulunuyor. 4 harfli ŞEYTANARABASI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AYAŞ9, BREŞ9, EŞYA9, YAŞA9, ARIŞ8, AŞIT8, ATIŞ8, BASI8, SAYI8, ŞIRA8, ŞANS8, ŞASE8, YABA8, YISA8, ARŞE7, ASYA7, AŞAR7, AYIN7, AYIT7, AYNI7, AYRI7, ATAŞ7, ATEŞ7, ABES7, BARI7, BATI7, NAAŞ7, RAŞE7, SABA7, SAYA7, SAYE7, ŞART7, YARI7, YASA7, YATI7, ABAT6, ARYA6, ASIR6, AYET6, AYNA6, AYAR6, AYAN6, ABRA6, BARA6, BANT6, BANA6, BETA6, BENT6, BERN6, EBAT6, SANI6, SARI6, SATI6, SIRT6, SIRA6, TABA6, TAYA6, YARA6, ARSA5, ARTI5, ASAR5, ANIT5, ESNA5, RAST5, REST5, SAAT5, SANA5, STAR5, STEN5, STER5, SARA5, SERT5, SERA5, SENA5, SENT5, TRAS5, TERS5, TANI5, TASA5, ERAT4, NAAT4, NARA4, RANT4, RATE4, TREN4, TANE4


ERAT (Kelime Kökeni: Türkçe er + at)


[isim] [askerlik]
  • Er, onbaşı ve çavuşlara verilen genel ad

NAAT (Kelime Kökeni: Arapça naʿt)


[isim] [eskimiş]
  • Bir şeyin niteliklerini övme
[edebiyat]
  • Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside

NARA (Kelime Kökeni: Arapça naʿre)


[isim]
  • Haykırma, bağırma

    Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nara atmak (veya basmak)


RANT (Kelime Kökeni: Fransızca rente)


[isim] [ekonomi]
  • Getirim

    Fırlayan arsa rantları, oy ticareti hissesi olarak paylaşıldı. - Aydın Boysan


RATE (Kelime Kökeni: Fransızca raté)


[sıfat]
  • Başarısız

    Bunlar hâlâ kokmuş ve rate bir romantizmi önümüze sürüyorlar. - Asaf Halet Çelebi

[mecaz]
  • Yaşlı, verimsiz, geçimsiz (kimse)

    Kaldı ki dikkat edilince görülür ki, bunlar gençliklerinde de olumlu bir şeyler verememiş olan ratelerdir. - Haldun Taner

[isim] [hayvan bilimi]
  • Büyük fare

TREN (Kelime Kökeni: Fransızca train)


[isim]
  • Demir yolunda yolcu ve yük taşımakta kullanılan, bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi, katar, şimendifer

    O gece Eskişehir'den son kalkan trenle Ankara'ya dönüyordu. - Ruşen Eşref Ünaydın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • treni kaçırmak

Birleşik Kelimeler: tren kazası, buharlı tren, elektrikli tren, kara tren, karma tren, motorlu tren, banliyö treni, posta treni, yer altı treni, yolcu treni, yük treni


TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)


[isim]
  • Herhangi bir sayıda olan şey, adet
[bitki bilimi]
  • Çekirdekli küçük meyve

    Üzüm tanesi. Nar tanesi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tane bağlamak

Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane


ARSA (Kelime Kökeni: Arapça ʿarṣa)


[isim]
  • Üzerine yapı yapılmak için ayrılmış yer

Birleşik Kelimeler: arsa payı


ARTI


[isim] [matematik]
  • Toplama işleminde + işaretinin adı, zait
[sıfat] [matematik]
  • Sıfırdan büyük, önünde artı işareti bulunan (sayı), eksi karşıtı, pozitif
[mecaz]
  • Fazlalık

    Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç

Birleşik Kelimeler: artı güç, artı para, artı sayı, artı uç


ASAR (Kelime Kökeni: Arapça ās̱ār)


[isim] [eskimiş]
  • Eserler

Birleşik Kelimeler: asarıatika

[isim]
  • Yüzyıllar

ANIT


[isim] [mimarlık]
  • Önemli bir olayın veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapı, abide

    Duydum ve okudum ki Sinan'a bir anıt yapılacakmış. - Nazım Hikmet

[mecaz]
  • Önemi ve değeri çok olan eser veya kişi

Birleşik Kelimeler: Anıtkabir, anıt mezar


ESNA (Kelime Kökeni: Arapça es̱nāʾ)


[isim]
  • Bir işin yapıldığı an, sıra

    O esnada irice bir karaltı belirdi tam arkasında. - Elif Şafak


RAST (Kelime Kökeni: Farsça rāst)


[sıfat] [eskimiş]
  • Doğru, düzgün
[isim]
  • Tesadüf
[isim]
  • Atılan şey hedefi vurma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rast gele!
  • rast gelmek
  • rast getirmek
  • rast gitmek

Birleşik Kelimeler: rastgele

[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir makam

REST (Kelime Kökeni: Fransızca reste)


[isim]
  • Pokerde, bir oyuncunun önündeki paranın tümü
[mecaz]
  • Karşı çıkış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rest çekmek
  • resti görmek


SAAT (Kelime Kökeni: Arapça sāʿat)


[isim]
  • Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası

    Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak. - Azra Erhat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saat bir (veya iki, üç ...) yönünde
  • saat bu saat
  • saat gibi
  • saat gibi işlemek
  • saati çalmak
  • saati saatine uymamak
  • saat on bir buçuğu çalmak
  • saat tutmak

Birleşik Kelimeler: saat açısı, saat ayarı, saat başı, saat camı, saat cebi, saat çiçeği, saat dairesi, saat dilimi, saat farkı, saat kulesi, saati saatine, alafranga saat, alaturka saat, ampersaat, ana saat, biyolojik saat, çalar saat, elektronik saat, ezani saat, guguklu saat, kilovatsaat, lümensaat, o saat, ölü saat, vatsaat, yerel saat, yeşil saat, zevalî saat, akşam saati, beslenme saati, bilek saati, cep saati, çalışma saati, çay saati, duvar saati, elektrik saati, eşref saati, ezan saati, güneş saati, iş saati, kol saati, konsol saati, kontrol saati, kum saati, masa saati, mesai saati, meydan saati, okuma saati, park saati, su saati, uyku saati, yaz saati, yıldız saati, altın saatler, indirim saatleri