ŞARKİYATÇI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ŞARKİYATÇI harflerini içeren 5 harfli 87 kelime bulunuyor. 5 harfli ŞARKİYATÇI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Şarkiyatçı ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Şarkiyatçı olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇARŞI12, ÇAŞIT12, ÇATIŞ12, ÇAKIŞ12, KAÇIŞ12, TAŞÇI12, AYRIÇ11, ÇAYIR11, KAYIŞ11, YAKIŞ11, YARIŞ11, YAŞIT11, YATÇI11, YATIŞ11, AYRAÇ10, İŞYAR10, KAYŞA10, KAYAÇ10, RAYİÇ10, ŞAYKA10, ŞAYİA10, ŞAYAK10, YARAŞ10, ARTIŞ9, ARTÇI9, ÇIKAR9, ÇIKRA9, ÇIRAK9, ÇITAK9, ÇARIK9, ÇATIK9, ÇATKI9, ÇAKIR9, KARIŞ9, KARŞI9, KIRAÇ9, ŞIRAK9, ŞARKI9, ŞATIR9, TIRAŞ9, TIKAÇ9, ARKAÇ8, AYRIT8, AYRIK8, AŞARİ8, AKTAŞ8, ÇİTAR8, ÇARKA8, ÇATAK8, ÇAKAR8, ÇAKRA8, İRŞAT8, KRAÇA8, KAŞAR8, KAÇTA8, KAÇAR8, KIRAY8, KAYIR8, KAYIT8, ŞİKAR8, ŞARKİ8, TAŞAK8, TARAŞ8, TAŞRA8, YAKIT8, YARIK8, YATIK8, YATIR8, ARİYA7, KAYRA7, KAYAR7, YARAK7, YARKA7, YATAK7, ARKIT6, ARTIK6, KATIR6, KIRAT6, TIRAK6, ATARİ5, AKAİT5, AKTAR5, KARAT5, KATAR5, RAKİT5, TARAK5, TARİK5


ATARİ


[isim]
  • Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü

AKAİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāʾid)


[isim] [din bilgisi]
  • Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü

AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)


[isim]
  • Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân

KATAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭār)


[isim]
  • Tren

    Kendisini getiren metro katarı yoluna devam edip karanlık tünelde kaybolmuştu. - Osman Aysu

Birleşik Kelimeler: sürat katarı, turna katarı, yük katarı


RAKİT (Kelime Kökeni: Arapça rākid)


[sıfat] [eskimiş]
  • Durgun (su)

TARAK


[isim]
  • Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç

    Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi. - Lâtife Tekin

[anatomi]
  • İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü
[hayvan bilimi]
  • Suda yaşayan hayvanlarda solungaç
[hayvan bilimi]
  • Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarak vurmak

Birleşik Kelimeler: tarak dubası, tarak işi, tarak kemiği, tarak otu, tas tarak, ayak tarağı, çobantarağı, deniztarağı, taşçı tarağı


TARİK (Kelime Kökeni: Arapça ṭarīḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Yol

ARKIT


[isim] [halk ağzında]
  • Köy evlerinde kapıların arkasına konulan kalın kuşak

ARTIK


[sıfat]
  • İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan
[isim]
  • Bir şeyin harcandıktan veya kullanıldıktan sonra artan bölümü

    Kumaş artığı.

    Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı. - Yusuf Atılgan

[zarf]
  • (a'rtık) Bundan böyle, bundan sonra

    Artık onlar en lüks gazino ve barlara gidiyorlar, gecelerini oralarda geçiriyorlardı. - Tarık Buğra

[isim] [müzik]
  • Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli

Birleşik Kelimeler: artık değer, artık emek, artık göl, artık gün, artık yıl, eksik artık, üretim artığı


KATIR


[isim] [hayvan bilimi]
  • Atgillerden, kısrak ile erkek eşeğin çiftleşmesinden doğan melez hayvan

    Otomobilimizi gören katırlar ejderha görmüşcesine kaçışıyorlar. - Necip Fazıl Kısakürek

[sıfat] [mecaz]
  • Kaba, bayağı, görgüsüz (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katır gibi
  • katır kuyruğu gibi kalmak
  • katır tepmişe dönmek

Birleşik Kelimeler: katır boncuğu, katır inadı, katır karı, katırkuyruğu, katırtırnağı, katır yılanı


KIRAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳīrāṭ)


[isim]
  • Elmas, zümrüt vb. değerli taşların tartısında kullanılan, 0,20043 gramlık ağırlık ölçü birimi

    Bilmem hangi milyarder kocakarının porsuk gerdanında ışıldayan bilmem kaç kırat pırlanta mı diyeceksiniz? - Nazım Hikmet

[mecaz]
  • Nitelik, değer, düzey, seviye

    Karşısındaki oyuncu belki de orta kıratı hiçbir zaman geçmeyen birisi idi. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıratını ölçmek


TIRAK


[isim]
  • Kırılan kuru bir şeyin çıkardığı ses

Birleşik Kelimeler: tırık tırak


ARİYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)


[isim] [denizcilik]
  • Sancağı, yelkeni veya sereni direkten aşağı alma

KAYRA


[isim]
  • Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet

Birleşik Kelimeler: Tanrı kayrası


KAYAR


[isim] [halk ağzında]
  • Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi