ŞAHSİYET Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



ŞAHSİYET harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli ŞAHSİYET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Şahsiyet ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Şahsiyet olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ŞEYH13, HİŞT11, İHYA10, EŞYA9, SAHİ9, ŞAYİ9, ATEH8, AHİT8, ŞİST8, ŞASİ8, ŞASE8, TEHİ8, ATEŞ7, EŞİT7, İŞTE7, İAŞE7, SİYA7, SAYE7, ŞİTA7, YEİS7, AYET6, YETİ6, ASİT5, SİTE5


ASİT (Kelime Kökeni: Fransızca acide)


[isim] [kimya]
  • Turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirmek özelliğinde olan ve birleşimindeki hidrojenin yerine maden alarak tuz oluşturan hidrojenli birleşik, hamız

Birleşik Kelimeler: asit alkol, asit borik, asit fenik, asit katalizör, asitölçer, amino asit, asetik asit, borik asit, bromhidrik asit, formik asit, fosforik asit, hidroklorik asit, karbonik asit, klor hidrik asit, klorik asit, laktik asit, margarik asit, nitrik asit, nükleik asit, oksalik asit, oleik asit, palmitik asit, pikrik asit, salisilik asit, silisik asit, sitrik asit, sülfürik asit, tartarik asit, ürik asit, karınca asidi, kuzukulağı asidi, limon asidi, süt asidi


SİTE (Kelime Kökeni: Fransızca cité)


[isim]
  • Genellikle belli meslek adamları için yapılmış veya belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu, iş merkezi
[eskimiş]
  • Şehir
[tarih]
  • İlk Çağda kendi yasalarıyla yönetilen bir veya birkaç kentten oluşan devlet
[bilişim]
  • Kişi veya kuruluşların genel ağda oluşturduğu değişik konulardaki bilgilendirici veya eğlendirici sayfalar

Birleşik Kelimeler: kültür sitesi, sanayi sitesi


AYET (Kelime Kökeni: Arapça āyet)


[isim] [din bilgisi]
  • Kur'an surelerini oluşturan kısımlardan her biri

    Unutmadığı ayetlerle namaz kılıyor, dua ediyordu. - Ömer Seyfettin


YETİ


[isim] [felsefe]
  • İnsanda bulunan, bir şey yapabilme yeteneği, kuvve, meleke

    Aklımız fikrimiz hep insanda, yetilerimizi var gücümüzle çoğaltıp onun rahatlığına çalışıyoruz. - Azra Erhat

[ruh bilimi]
  • Bellek, usa vurma, algılama veya imgeleme gibi insanın doğuştan gelen zihin güçlerinden herhangi biri, meleke

ATEŞ (Kelime Kökeni: Farsça āteş)


[isim]
  • Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr

    Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[mecaz]
  • Öfke, hırs, hınç

    Fırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı. - Tarık Buğra

[mecaz]
  • Coşkunluk

    Nejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Tehlike, felaket

    Kendinizi ateşe atıyorsunuz.

[mecaz]
  • Büyük üzüntü, acı

    İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ateş!
  • ateş açmak
  • ateş almak
  • ateş almaya mı geldin?
  • ateş bacayı (veya saçağı) sarmak
  • ateş basmak
  • ateş çıkmak
  • ateş demekle ağız yanmaz
  • ateş düştüğü yeri yakar
  • ateş etmek
  • ateşe tutmak
  • ateşe vermek
  • ateşe vurmak
  • ateşe vursa duman vermez
  • ateş gibi
  • ateş gibi kesilmek
  • ateş gibi yanmak
  • ateşi başına vurmak
  • ateşi çıkmak (veya yükselmek)
  • ateşi düşmek
  • ateşine yanmak
  • ateşini almak
  • ateşi uyandırmak
  • ateş kesilmek
  • ateş kesmek
  • ateşle barut bir yerde durmaz
  • ateşle oynamak
  • ateşler içinde yanmak
  • ateş olmayan yerden duman çıkmaz
  • ateş olsa cirmi kadar yer yakar
  • ateş püskürmek
  • ateş saçmak
  • ateş vermek
  • ateş yağdırmak

Birleşik Kelimeler: ateş balığı, ateş böceği, ateş çiçeği, ateş düşürücü, ateş gecesi, ateş gemisi, ateş hattı, ateş kayığı, ateşkes, ateş kırmızısı, ateş küre, ateş pahası, ateş parçası, ateş tuğlası, ateşten gömlek, alabanda ateş, çapraz ateş, bar ateşi, baraj ateşi, batarya ateşi, fındık ateşi, imha ateşi, Rum ateşi, taciz ateşi, yaylım ateşi


EŞİT


[sıfat]
  • Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi

    Bunlar bastonlarına dayanarak hep eşit adımlarla yürürler. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: eşit çenetli


İŞTE


[edat]
  • Bir şey gösterilirken veya bir şeye işaret edilirken söylenen bir söz, aha, ahacık

    İşte bu iki adam bir aralık göz göze geldiler. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu


İAŞE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāşe)


[isim] [eskimiş]
  • Yedirip içirme, besleme, bakma

    İaşe son derece fena idi, açıkçası kıtlık vardı. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iaşe etmek

Birleşik Kelimeler: iaşe ve ibate


SİYA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [denizcilik]
  • Kürekleri tersine kullanarak sandalı geriye yürütme

Birleşik Kelimeler: siya siya


SAYE (Kelime Kökeni: Farsça sāye)


[isim] [eskimiş]
  • Gölge
[mecaz]
  • Koruma, yardım

ŞİTA (Kelime Kökeni: Arapça şitāʾ)


[isim] [eskimiş]
  • Kış

YEİS (Kelime Kökeni: Arapça yeʾs)


[isim]
  • Umutsuzluktan doğan karamsarlık, üzüntü

    Seni bu derece derin bir ızdıraba, karanlık bir yeise düşüren şey nedir? - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yeis duymak
  • yeise bürünmek
  • yeise kapılmak


ATEH (Kelime Kökeni: Arapça ʿateh)


[isim] [eskimiş] [tıp]
  • Bunama

    Akdeniz kıyılarında yaşayanlar, uzun süren bu hayati medeniyetten sonra ateh devrine girdiler. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ateh getirmek


AHİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿahd)


[isim]
  • Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant

    Ahdim olsun, bu işi yapacağım.

[eskimiş]
  • Devir, zaman

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahde vefa
  • ahde vefa etmek

Birleşik Kelimeler: ahitname, ahdetmek, Ahd-i Atik, Ahd-i Cedit


ŞİST (Kelime Kökeni: Fransızca schiste)


[isim] [mineraloji]
  • Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı

Birleşik Kelimeler: talk şist