Ş ile Başlayan N ile Biten Kelimeler



Ş ile başlayan N ile biten 52 kelime bulundu.N ile başlayan Ş ile biten kelimeler

Ayrıca, "İçinde şn olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

ŞEYTANILAİN17

10 Harfli Kelimeler

ŞİMDİLEYİN18, ŞAKACIKTAN17

9 Harfli Kelimeler

ŞAHMERDAN19, ŞEDARABAN16

8 Harfli Kelimeler

ŞİZOFREN21, ŞADIRVAN20, ŞIRLAĞAN19, ŞAMPİYON19, ŞİPŞİRİN18, ŞAHNİŞİN18, ŞİMDİDEN16, ŞAHMERAN16, ŞANZIMAN16, ŞAKLABAN13, ŞARLATAN11

7 Harfli Kelimeler

ŞİFAHEN20, ŞAMPUAN16, ŞAKADAN12

6 Harfli Kelimeler

ŞIVGIN21, ŞOFBEN18, ŞANJAN18, ŞOVMEN17, ŞİRVAN15, ŞAHSEN14, ŞİŞMAN13, ŞAŞKIN13, ŞABLON12, ŞUNDAN12, ŞİŞKİN12, ŞAMDAN12, ŞARBON12, ŞEYTAN11, ŞİRYAN11, ŞİRDEN11, ŞÜKRAN11, ŞANSON11, ŞEKLEN9

5 Harfli Kelimeler

ŞİFON15, ŞOVEN15, ŞÖLEN14, ŞAHİN12, ŞOSON11, ŞABAN10, ŞAYAN10, ŞAMAN9, ŞİLİN8, ŞERAN8, ŞİRAN8, ŞİRİN8

3 Harfli Kelimeler

ŞEN6, ŞAN6


ŞEN


[sıfat]
  • Yaşamaktan mutlu olduğunu davranışlarıyla belli eden, sevinçli, neşeli

    Hayatta daima şen insanlarla beraber olun, gamlı insanların gamı size de bulaşır. - Reşat Enis

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şen olmak

Birleşik Kelimeler: şen şakrak, şen şatır


ŞAN (Kelime Kökeni: Arapça şān)


[isim]
  • Ün

    Ondan usanmak, onunla didişmemek erkekliğin şanından mıydı? - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şanına yakışmak
  • şanına yedirememek
  • şanından olmak
  • şan vermek

[isim] [müzik]
  • İnsan gırtlağından makamla çıkan ve perde ayrımlarıyla çeşitli duyumlar uyandıran ses dizisi

ŞİLİN (Kelime Kökeni: İngilizce shilling)


[isim] [eskimiş]
  • Avusturya para birimi
[eskimiş]
  • İngiliz lirasının yirmide biri olan para

ŞERAN (Kelime Kökeni: Arapça şerʿan)


[zarf] [eskimiş]
  • İslam hukuku açısından

ŞİRAN


[isim]
  • Gümüşhane iline bağlı ilçelerden biri

ŞİRİN (Kelime Kökeni: Farsça şīrīn)


[sıfat]
  • Sevimli, cana yakın, tatlı, hoş

    Gözlerin, dişlerin ve ak gerdanınla / Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye Abla - Ahmet Muhip Dranas


ŞEKLEN (Kelime Kökeni: Arapça şeklen)


[zarf]
  • Biçim bakımından, biçim yönünden

ŞAMAN


[isim]
  • Şamanlıkta büyü yapan, gelecekten haber verdiğine, ruhlarla ilişki kurarak hastalıkları iyileştirdiğine inanılan kimse, kam
[isim]
  • Şamanlığa mensup olan kimse

ŞABAN (Kelime Kökeni: Arapça şaʿbān)


[isim]
  • Ay takviminin sekizinci ayı, üç ayların ikincisi

ŞAYAN (Kelime Kökeni: Farsça şāyān)


[sıfat] [eskimiş]
  • Uygun, yaraşır, değer, layık

ŞARLATAN (Kelime Kökeni: Fransızca charlatan)


[isim]
  • Kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandıran, dolandıran kimse

    Kim namuslu, kim dalavereci, kim şarlatan, laf ebesi ve dalkavuk, biliyordu. - Tarık Buğra


ŞEYTAN (Kelime Kökeni: Arapça şeyṭān)


[isim] [din bilgisi]
  • Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten cin, iblis
[mecaz]
  • Kötü düşünceli, kötü niyetli kimse
[sıfat] [mecaz]
  • Çok kurnaz, uyanık (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şeytana külahı (veya pabucu) ters giydirmek
  • şeytan aldatmak
  • şeytana parmak ısırtmak
  • şeytana uymak
  • şeytan azapta gerek
  • şeytan diyor ki
  • şeytan dürtmek
  • şeytan elini çekmiş
  • şeytan geçmiş gibi
  • şeytan geçti
  • şeytan gibi
  • şeytan görsün yüzünü
  • şeytanın arka bacağı (veya kıç bacağı veya art ayağı)
  • şeytanın bacağını (veya ayağını) kırmak
  • şeytanın gör dediği
  • şeytanın işi yok
  • şeytanın yattığı yeri bilmek
  • şeytan kandırmak
  • şeytan kulağına kurşun
  • şeytan tüyü olmak

Birleşik Kelimeler: şeytanarabası, şeytan bezi, şeytan çekici, şeytan elması, şeytanılain, şeytaniğnesi, şeytan kırmızısı, şeytan kuşu, şeytanmasası, şeytanminaresi, şeytan otu, şeytan örümceği, şeytansaçı, şeytan şalgamı, şeytan taşlama, şeytantersi, şeytantırnağı, şeytan tırnağı, şeytan uçurtması, kör şeytan


ŞİRYAN (Kelime Kökeni: Arapça şiryān)


[isim] [eskimiş]
  • Atardamar

ŞİRDEN (Kelime Kökeni: Farsça şīrdān)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Geviş getiren hayvanlarda, çiğnenmiş besinin bir kez daha mide sularıyla sindirildiği, dört bölümlü midenin dördüncü bölümü

ŞÜKRAN (Kelime Kökeni: Arapça şukrān)


[isim] [eskimiş]
  • İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık

    Biz şükran ve muhabbetle ellerini öpüyoruz. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: medyunuşükran