ÖĞRETMENEVİ Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



ÖĞRETMENEVİ harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli ÖĞRETMENEVİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

İVEĞEN19, ÖĞRETİ19, EĞİNME14, EĞİTME14, EĞİRME14, TEĞMEN14, EVERME13, EVİRME13, EĞRETİ13, NEVMİT13, ÖNERME13, ÖNERTİ12, TENVİR12, VİNTER12, VETİRE12, ERMENİ7, ERİTME7, ERİNME7, TERMİN7, TEMRİN7, TEMREN7, ERİTEN6


ERİTEN


[sıfat] [kimya]
  • İçinde katı bir madde eriyebilen veya katı bir maddeyi eritebilen (sıvı)

ERMENİ


[isim]
  • Ermenistan'da ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan halk veya bu halktan olan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Ermeni gelini gibi kırıtmak


ERİTME


[isim]
  • Eritmek işi
[fizik]
  • Metallerde erimeyi sağlamak amacıyla dökümden önce yapılan ısıtma işlemi
[sıfat]
  • Eritilerek elde edilen

Birleşik Kelimeler: eritme peynir


ERİNME


[isim]
  • Erinmek işi

TERMİN (Kelime Kökeni: Almanca Termin)


[isim]
  • Belirlenmiş zaman, randevu

TEMRİN (Kelime Kökeni: Arapça temrīn)


[isim] [eskimiş]
  • Alıştırma

    Bir zamanlar ben de nefsimi köreltmek için benliğimin burnunu kıracak böyle temrinler yapardım. - Haldun Taner


TEMREN


[isim] [eskimiş] [spor]
  • Cirit ucu

ÖNERTİ


[isim] [mantık]
  • Şartlı bir önermenin şartı anlatan ön bölümü: `Duman çıkıyorsa ateş vardır` sözünde `duman çıkıyorsa` şartı bir önertidir

TENVİR (Kelime Kökeni: Arapça tenvīr)


[isim] [eskimiş]
  • Aydınlatma
[mecaz]
  • Bilgi verme, aydınlatma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tenvir etmek


VİNTER (Kelime Kökeni: İngilizce winter)


[isim] [denizcilik]
  • Ağaç çemberler üzerine örülmüş torba biçimindeki balık ağı

VETİRE (Kelime Kökeni: Arapça vetīre)


[isim] [eskimiş]
  • Süreç

EVERME


[isim]
  • Evermek işi

EVİRME


[isim] [fizik]
  • Evirtim
[mantık]
  • Bir önermenin konusunu yüklem, yüklemini de konu durumuna getirerek vargısı doğru olan yeni bir önerme çıkarma, akis: `Hiçbir insan ölümsüz değildir` önermesinden evirme yoluyla `hiçbir ölümsüz insan değildir` önermesi çıkarılabilir

Birleşik Kelimeler: ters evirme


EĞRETİ


[sıfat]
  • Belirli bir süre sonra kaldırılacak olan, geçici, muvakkat

    O gün için oraya eğreti olarak getirilmişe benziyordu. - Attila İlhan

[zarf]
  • İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış bir biçimde

    Ayakları karada ama eğreti duruyorlar rıhtım taşları üzerinde. - Zeyyat Selimoğlu

[zarf]
  • Üstünkörü, ciddiye almadan

    Her işi eğreti yapar oldun, her işi ucundan tutar oldun. - Samiha Ayverdi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eğreti almak
  • eğreti ata binen tez iner
  • eğreti kuyruk tez kopar
  • eğreti oturmak
  • eğreti vermek
  • eğretiye almak


NEVMİT (Kelime Kökeni: Farsça nevmīd)


[sıfat] [eskimiş]
  • Umutsuz, çaresiz
[zarf]
  • Umutsuz, çaresiz bir biçimde

    Bir kısmı geceyi burada geçirmek zaruri olduğu kanaatinde idi, ona göre bir şey yapalım, ateş yakalım diye, nevmit ve şaşkın söyleniyorlardı. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nevmit olmak