ÇAKIRDİKENLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



ÇAKIRDİKENLİK harflerini içeren 6 harfli 51 kelime bulunuyor. 6 harfli ÇAKIRDİKENLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇANDIR12, DALINÇ12, DİRENÇ11, DENKÇİ11, İÇİNDE11, ÇINLAK10, ÇARKLI10, ÇARLIK10, İNAKÇI10, KAKINÇ10, KAÇKIN10, KAÇLIK10, KALÇIN10, AKÇELİ9, ÇİRKİN9, DARLIK9, İNEKÇİ9, İÇERİK9, KLİKÇİ9, KILADE9, RENKÇİ9, REÇİNA9, ADİLİK8, DİNERİ8, DİRLİK8, DİKLİK8, DİKİNE8, DERİLİ8, İADELİ8, KİLDAN8, KİNDAR8, KANDİL8, KADRİL8, KADİRİ8, KENDİR8, LİKİDE8, LAEDRİ8, LADİNİ8, İRANLI7, KIRNAK7, KİRALI7, KARLIK7, KAKLIK7, KALKIK7, İLİNEK6, KLİNİK6, KARİNE6, KARELİ6, KALKER6, KEKLİK6, RENKLİ6


İLİNEK


[isim] [felsefe]
  • Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz

KLİNİK (Kelime Kökeni: Fransızca clinique)


[isim] [tıp]
  • Hastanın bakıldığı, muayene edildiği yer

    Onu, anlamını yitiren kliniğe ayaklarının alışkanlığı götürüyordu. - Tarık Buğra

[sıfat]
  • Vücut muayenesinde görülen (hastalık belirtisi)

    Klinik belirtiler çoğu kez bir hastalığın teşhisi için yetmeyebilir.

Birleşik Kelimeler: klinik araştırma, klinik vaka


KARİNE (Kelime Kökeni: Arapça ḳarīne)


[isim] [eskimiş]
  • Karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karine ile anlamak


KARELİ


[sıfat]
  • Karelere bölünmüş, üstünde kareleri olan, damalı, satrançlı

    Dokuz kat elbiseniz arasında, iri siyah kareli elbisenizi bulamamışlar. - Necip Fazıl Kısakürek


KALKER (Kelime Kökeni: Fransızca calcaire)


[isim] [mineraloji]
  • Kireç taşı

Birleşik Kelimeler: sedefli kalker


KEKLİK


[isim] [hayvan bilimi]
  • Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş (Perdrix)

    Keklik gibi taştan taşa sekerek / Gerdan açıp gelişini sevdiğim - Ruhsati

[mecaz]
  • Alımlı, güzel kadın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keklik gibi

Birleşik Kelimeler: çantada keklik, kınalı keklik, torbada keklik


RENKLİ


[sıfat]
  • Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan

    Havaya renkli fişekler atıyordu. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Neşeli, canlı, ilgi çekici

    Masallar folklor bakımından da türkülerden daha seyyal ve ekseriya daha renkli olurlar. - Asaf Halet Çelebi

[mecaz]
  • Kendine özgü, ilginç, çarpıcı nitelikleri olan (kimse)

    Renkli bir politikacı.

[isim] [sinema]
  • Doğadaki renkleri olduğu gibi görüntüye aktarmayı gözeten film

Birleşik Kelimeler: renkli basın, renkli devrim, renkli film, renkli işitme, renkli televizyon, tek renkli


İRANLI


[isim]
  • İran halkından veya bu halkın soyundan olan kimse, Acem

KIRNAK


[sıfat]
  • Çalımlı, süslü (kimse)
[isim] [halk ağzında]
  • Cariye

KİRALI


[sıfat]
  • Kiralanmış olan

KARLIK


[isim]
  • Kar kuyusu

KAKLIK


[isim] [halk ağzında]
  • Kaya ve ağaç oyuklarında su birikintisi

KALKIK


[sıfat]
  • Düzeyine göre yüksekte olan

    Masanın bir tarafı kalkık.


ADİLİK


[isim]
  • Bayağılık, düşüklük, aşağılık

DİNERİ (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • İskambil kâğıtlarındaki işaretlerden karo