DÖKÜNÜŞ ile Oluşan Kelimeler (DÖKÜNÜŞ Kelime Türetme)



DÖKÜNÜŞ harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. DÖKÜNÜŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

6 Harfli Kelimeler

DÜŞKÜN15

5 Harfli Kelimeler

DÖNÜŞ18, DÖNÜK15, DÜŞKÜ14, DÜŞÜN14, DÜŞÜK14, DÜNKÜ11

4 Harfli Kelimeler

ÖDÜN14

3 Harfli Kelimeler

DÖŞ14, DÜŞ10, DÜN7, DÜK7

2 Harfli Kelimeler

ÖD10, ÖN8, NÜ4, ÜN4


NÜ (Kelime Kökeni: Fransızca nu)


[sıfat]
  • Çıplak
[isim]
  • Çıplak resim

ÜN


[isim]
  • Ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak)
  • üne kavuşmak


DÜN


[isim]
  • Bugünden bir önceki gün

    Dün gece uyuyamadım da biraz başım ağrıyor. - Peyami Safa

[zarf]
  • Bugünden bir önceki günde

    Dün söyledi.

[zarf]
  • Kısa bir süre önce

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dün bir, bugün iki
  • dün cin olmuş, bugün adam çarpıyor
  • dün öleni dün gömerler


DÜK (Kelime Kökeni: Fransızca duc)


[isim] [tarih]
  • Avrupa ülkelerinde prensten sonra gelen en yüksek soyluluk unvanı

ÖN


[isim]
  • Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı

    Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor. - Ahmet Ümit

[sıfat]
  • Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan

    Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • önde gelmek
  • öne almak
  • öne çıkmak
  • öne düşmek
  • öne sermek
  • öne sürmek
  • önü alınmak
  • önünde ardında gidilmez
  • önüne arkasına bakmadan
  • önüne bakmak
  • önüne bir kemik atmak
  • önüne çıkmak
  • önüne dikilmek
  • önüne düşmek
  • önüne geçmek
  • önüne gelen
  • önüne geleni kapar, ardına geleni teper
  • önüne katmak
  • önünü almak
  • önünü ardını düşünmemek
  • önünü kesmek

Birleşik Kelimeler: ön ad, ön buharlaşma, ön büro, ön alım, ön avurt, önayak, ön ayak, ön belirti, ön bilgi, ön çalışma, ön damak, ön denetim, ön deyi, ön deyiş, ön doğru, ön ek, ön eleme, ön göğüs, öngörmek, öngörü, öngörülmek, ön gösterim, ön gün, ön hekim, ön içki, ön izleme, ön kabul, ön kayıt, ön kesinti, ön kol, ön koşul, ön lisans, ön oda, ön oluş, ön ödeme, ön proje, ön rapor, ön seçici, ön seçim, ön ses, ön sevişme, önsezi, ön soruşturma, ön söz, ön sözleşme, ön şart, ön tasar, ön tasım, ön teker, ön uyum, ön vurgu, ön yargı, ön yaylak, ön yüzbaşı, önden çekişli, önü sıra, önünde sonunda, göz önü, başı önünde, göz önünde


DÜŞ


[isim]
  • Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya

    Dadaloğlu'm, sevdası var başımda / Gündüz hayalimde, gece düşümde - Dadaloğlu

[mecaz]
  • Gerçek olmayan şey, imge
[mecaz]
  • Gerçekleşmesi istenen şey, umut

Ata Sözleri ve Deyimler

  • düş görmek
  • düş uykudan sonra olur

Birleşik Kelimeler: düş gücü, düş kırıklığı


ÖD


[isim]
  • Safra (II)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ödü bokuna karışmak
  • ödü kopmak (veya patlamak)
  • ödünü koparmak (veya patlatmak)

Birleşik Kelimeler: öd kanalı, öd kesesi, sığırödü

[bitki bilimi]
  • Öd ağacı

Birleşik Kelimeler: öd ağacı


DÜNKÜ


[sıfat]
  • Bugünden bir önceki günle ilgili

    Dünkü gün. Dünkü yağmur.

[mecaz]
  • Acemi, yeni, toy

    Daha dünkü damatla böyle çabucak yüz göz olup rezaleti ayyuka çıkarmak olur mu hiç? - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: dünkü çocuk


DÜŞKÜ


[isim]
  • Uğraşı

DÜŞÜN


[isim]
  • Duyularla değil, zihinsel olarak tasarlanan, biçim verilen, canlandırılan nesne veya olay

DÜŞÜK


[isim]
  • Yaşayabilecek duruma gelmeden doğan yavru, ceninisakıt, bağan, sakıt
[sıfat]
  • Aşağı doğru düşmüş, aşağı sarkmış

    Düşük mide. Düşük omuz.

[sıfat]
  • Az

    Düşük faiz. Düşük fiyat.

[sıfat]
  • İktidardan düşmüş veya düşürülmüş
[sıfat]
  • Dil bilgisi kurallarına uymayan

    Düşük cümle.

[sıfat] [mecaz]
  • Eski değer ve onurunu yitirmiş olan

    Dolmuşa bindiğine göre orta hâlli belki de daha düşük olacak. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • düşük tutmak
  • düşük yapmak

Birleşik Kelimeler: çenesi düşük, eteği düşük, kuskunu düşük, paçası düşük, süngüsü düşük, yıldızı düşük


ÖDÜN


[isim]
  • Uzlaşmaya varabilmek için hak, istek veya savlarının bir bölümünden, karşı taraf yararına vazgeçme, ödünleme, ivaz, taviz

    Kalabalığa verilen her ödün, verenleri kendi benliğinden, kişiliğinden uzaklaştırıyor. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ödün vermek


DÖŞ


[isim] [halk ağzında]
  • Göğüs, bağır

    Bana yastık olsun döşlerin güzel. - Âşık Veysel

Birleşik Kelimeler: döşgömü, döl döş


DÜŞKÜN


[sıfat]
  • Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, âşıklı, tutkun

    Onlar kadar birbirine düşkün, birbirine uymuş bir çift daha ömrümde görmedim desem yeri vardır. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Değer ve onurunu yitirmiş
[mecaz]
  • Kötü yola düşmüş, ahlaksız

    Emniyet memurları Beyoğlu'nun çalgılı bahçelerinden yüz yirmi düşkün kız derleyip toplamış. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... düşkünü (olmak)
  • düşkün olmak

Birleşik Kelimeler: düşkünlerevi, düşkünler yurdu, boğazına düşkün, canına düşkün, gırtlağına düşkün, nefsine düşkün, dayak düşkünü, devlet düşkünü, duvak düşkünü, fırsat düşkünü, ikbal düşkünü, kılık kıyafet düşkünü, kıyafet düşkünü, kibar düşkünü, kibarlık düşkünü, kitap düşkünü, koltuk düşkünü, menfaat düşkünü, surat düşkünü


DÖNÜK


[sıfat]
  • Dönmüş, çevrilmiş (kimse)

    Sırtı dönük orta yaşlı adam doğruldu. - Yusuf Atılgan

[mecaz]
  • Yönelmiş

    Artık kendime dönük şeyler yazmıyordum. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: dışa dönük, halka dönük, içe dönük